Hocalar birbirlerini ‘ruh hastası’ gibi deyimlerle suçluyor”. Lise yıllarımda Cumhuriyet Gazetesi’nde ilginç bir haberle karşılaşmıştım. İki yıl önce bölümden ayrılan beş figüratif eğilimli hocanın geri dönmesine Anasanat Dalı Başkanı, soyut eğilimli Özdemir Altan tepki gösterince ortalık karıştı. Hocalar görünürde iki kampa ayrılmış gibiler: Soyut ve figüratif eğilimliler. Gazetenin 9 Şubat 1991 tarihli sayısının son sayfası ‘Soyut Sensin Figüratif Babandır’ manşeti altında bütünüyle Lale Filoğlu’nun haberine ayrılmıştı. 1990’lı yılların başında o zamanki adıyla Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’ndeki eğitim ortamının durumunu sergilemesi bakımından tarihi bir önem taşıyan haber resim bölümü hocalarının figüratif resim-soyut resim ayrımı yüzünden birbirlerine girmesini konu ediniyor. Haberin spotlarından biri şöyle: ”Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nde bir ‘kavga’ yaşanıyor. Mimar Sinan Üniversitesi’nde 90’lı yılların başında yaşanan bu gerilimden birkaç sene sonra İfade biçimlerinde hiyerarşi kurma anlayışına dair başka bir saçmalık Türkiye sanat ortamında yeniden baş gösterdi.
Haberin spotlarından biri şöyle: ”Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nde bir ‘kavga’ yaşanıyor. İki yıl önce bölümden ayrılan beş figüratif eğilimli hocanın geri dönmesine Anasanat Dalı Başkanı, soyut eğilimli Özdemir Altan tepki gösterince ortalık karıştı. Hocalar birbirlerini ‘ruh hastası’ gibi deyimlerle suçluyor”. 1990’lı yılların başında o zamanki adıyla Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’ndeki eğitim ortamının durumunu sergilemesi bakımından tarihi bir önem taşıyan haber resim bölümü hocalarının figüratif resim-soyut resim ayrımı yüzünden birbirlerine girmesini konu ediniyor. Lise yıllarımda Cumhuriyet Gazetesi’nde ilginç bir haberle karşılaşmıştım. Gazetenin 9 Şubat 1991 tarihli sayısının son sayfası ‘Soyut Sensin Figüratif Babandır’ manşeti altında bütünüyle Lale Filoğlu’nun haberine ayrılmıştı. Mimar Sinan Üniversitesi’nde 90’lı yılların başında yaşanan bu gerilimden birkaç sene sonra İfade biçimlerinde hiyerarşi kurma anlayışına dair başka bir saçmalık Türkiye sanat ortamında yeniden baş gösterdi. Hocalar görünürde iki kampa ayrılmış gibiler: Soyut ve figüratif eğilimliler.